| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | in groups zf. | gruplar halinde | ||
|
The Japanese like to travel in groups. Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever. More Sentences |
||||
| Genel | in groups zf. | öbek öbek | ||
| Genel | in groups zf. | grup grup | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | ethnic groups in literature i. | edebiyatta etnik gruplar |
| Speaking | ||
| Konuşma | lions live in groups i. | aslanlar sürüler halinde yaşar |
| Technical | ||
| Teknik | determination of total isocyanate groups in air i. | havadaki toplam izosiyonat gruplarının tayini |
| Computer | ||
| Bilgisayar | show in groups expr. | grup olarak göster |
| Chemistry | ||
| Kimya | determination of ethylene oxide and propylene oxide groups in ethylene oxide and propylene oxide adducts i. | etilen oksitin ve propilen oksitin katma bileşiklerindeki etilen oksit ve propilen oksit gruplarının belirlenmesi |
